19 Nisan 2018 Perşembe


bu sefer gerçekten o son galiba.

mesela zaman hiç de hızlı geçmez benim için, çünkü ben genç olanım. o yüzden benim yanımda “sinir krizi, depresyon, intihar” kelimelerinin kullanılmasından hoşlanmaz annem, çünkü ben bir tek o günler küçük olanım.

mesela güçlü olanım ben, hep küçük şeylerle mutlu olanım ben, televizyonda izlemek istediği bir şey olmayanım, nasıl olsa benim filmlerim, müziklerim ve kitaplarım var ve bunlar bana her zaman yeterlidir. ben çünkü çok olgunum ve bu hayatta her zaman küçük şeylerle mutlu olabilen benim.

mesela ben kafama estiğinde defolup  gidemem, ben birden bire aslında hiç de burada olmak istemediğimi fark edemem, ben mesela asla büyüklerime gitmek istediğimi söyleyemem. ben çünkü çok zekiyim ve hiçbir şey beni üzemez.

mesela aşık olamam, aşık olursam üzüleceğimi bilirim çünkü ben her şeyi çok iyi biliyorum ve öğrendim, hep gözlemleyenim ben.

ben ölüme ağlayamam, ağlamamam lazım ben ağlayanların yanında olmalıyım çünkü ben sabır ve kuvvet sahibiyim, ağlamak istediğim zaman illa ki münasip bir köşe bulur kimseye çaktırmadan ağlarım.

mesela ben hiçbir zaman sokakta gıcık olduğum birinin arabasının camlarını indirip, geceyi karakolda geçiremem, çünkü bu bir başkasına zahmet ve sorumluluk getirir, ben asla bu karakterde bir insan değilim.

mesela yanlış konuşan, yalan söyleyen bir büyüğüme asla “sus Allahın cezası sus!” diyemem çünkü ben asla terbiyesizlik yapmam, büyüklerim ne olursa olsun büyüktür.

mesela ben hiçbir zaman sokakta gördüğüm o garip oyuncak için yerlere atmadım kendimi, ağlayıp annemin eteğinden çekiştirmedim, annem “babana sorarız” demedi, çünkü ben çok uslu bir çocuktum. uslu olandım ben. küçük ve uslu.

mesela ben asla ablamın yaptıklarını yapmam çünkü o büyük ve abla ama ben küçük ve kardeşim, yani küçüğüm ben. işte küçükler her zaman susmalı ve kaderlerine razı olmalıdır. oysa ki izlediğim, okuduğum ve dinlediğim her hikayede aslında büyükler yaparmış benim yaptığımı.

mesela ben babama kızıp 2 gün arkadaşımda kalamam, çünkü babaya kızılmaz, kızılsa bile söylenmez, çünkü o babadır, babalar yanlış yapsalar bile affedilirler, baba çok önemlidir ve ben bunun bilincine sahip bir insanımdır.

mesela ben arkadaşlarıma beni o kadar çok sıktınız ki, bir daha sizi görmek istemiyorum, midemi bulandırıyorsunuz artık diyemem, çünkü ben yalnızlığı sevemeyen, komik, esprili, sosyal bir kişiliğim, sıkılıp eve gitmek istesem bile orada kalmak zorundayımdır, onları güldürmek, eğlendirmek ve şebeklik yapmak zorundayımdır. asla kimsenin kalbinin kırılmasına izin vermem.

anneme öyle yapmamasını, öyle dememesini söyleyemem çünkü o çok üzülür, ama ben asla üzülmem. çünkü üzülürsem annem yine üzülür.
mesela benim kalbim asla kırılmamalıdır, kimse kıramaz, kırsalar bile canları sağ olsundur, çünkü kalbim kırılırsa ben kızarım, kızarsam o insanın da kalbi kırılır ama ben kimsenin kalbini kıramayacak kadar çok ince düşünürüm,

ince düşünürüm lanet olsun, en ufak detaya kadar düşünürüm,
çünkü bok var. evet, boka battım.
öpücükler.

14 Nisan 2018 Cumartesi

upuzun birşeyler yazdım ve sonra sildim. aşağıdaki şiiri okuduğum zamanı çok özledim. sarı ışıklı mutfak balkonunda maykılla ders çalışırken çok mutluydum ben. en azından içim rahattı.

beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
yine de döneyim istedim.


https://soundcloud.com/user-288842562/00-00