26 Ağustos 2021 Perşembe



zulmün altı üstü, azı çoğu, güçlüsü güçsüzü olmuyor. gecesi gündüzü, haklısı haksızı kanı hiç durmuyor.

dağların bile kabul etmediği derdi boynuma alıyorum. sırtını sıvazlıyorum, gözünü öpüyorum, dizimde sallıyorum, yüzüne tükürüyorum, arkamı dönüyorum, öpüyorum, saklıyorum onu. kurtulamıyorum. zamanında hatırası var diye sakladıklarımı şimdi aynı sebepten çöpe atıyorum. bir kadını kocasından kaçırıyorum. bavulunu hazırlıyorum, yıllanmış çeyizini, işlemeli yazmalarını, fotoğraflarını, fincan takımını hepsini ne varsa topluyorum kazımak ister gibi. hiç yaşanmamış gibi. hiç yaşanmasını istemememiş gibi. el değmemiş, doğurmamış, doğmamış gibi. sarılıyorum. öpüyorum onu. duvarlarında kabe fotoğrafı olan bir odada ikiz doğan bebeklerinden biri öldü diye sevinen o kadını dinliyorum. yokluktan bez bile örtemedim üstüne diyen kadının yanında ben oğlumu kaybettim diye hıç-kırarak ağlayamıyorum. yaşasaydı da üstüne kapansaydım diyemiyorum. 

şimdi hangi diyar belimi doğrultacak hangi iklim kapılardan girip huzuru dağıtacak, kaç kişi huzur bulacak, zulmün anlamını bilmeyen kaç çocuk doğacak da devran dönecek, hangi dergah kapılarını mazlumlara açacak, kaçacak olana- çare arayana- dermanı olmayana hangi diz kapaklanacak? sesi yetmeyene, sesi gitmeyene, sesi kimseye sarılamayana imran’ı kim anlatacak? yolu bilene, doğruyu bilene, yalnız ona inanana ve ondan gelecek olana baş verene kim sahip çıkacak? kalabalıkların içinde gözü bükük kalana, yalnız uyuyana, sızlayana, bakmaya kıyamayana kim kapısını kilitleyip huzurla uyuyacak? daha fazla ne kadar sessiz kalacak.

hepiniz görüyorsunuz ama hiçbiriniz ortak olmuyorsunuz. olmadınız. çare olmadığınız- yaktığınız mutluluklar size kocaman ev ferahlığı verdi mi bilmiyorum. durmuyorum susmuyorum her şeyi görüyorum koparmıyorum kopmuyorum. böyle yazılar yazmak istemiyorum. hayatı bir sokaktan geçerken hanımeli koklamak gibi bir şey sanmak istiyorum. hayatı hissetmek istiyorum. bir halaya durup ağır ağır çekmek istiyorum. üç ileriymiş bir geriymiş, davulun gümbürtüsüne, ayranın köpüklüsüne, akşamın serinliğine uzanmak istiyorum.


ben artık ne yazsam günaha giriyorum.


seni yazmamaya yemin ettim. sensizliği yazmaktan vazgeçemiyorum.



1 yorum: