13 Şubat 2019 Çarşamba

kendime ağıt.


masa lambasını açtım, kitapları masaya koydum, kalemleri dizdim, en sevdiğim yeşildi. duvarın köşesinde bir dua asılıydı. amin dedim. yatağa yattım sonra. üstümde bana bol gelen boğazlı kazak. ben bu boğazlı kazakların içinde hiç nefes alamadım. annem yan odada öylece uyurken gidip karanlıkta onu izledim. yanağımdan yaşlar süzüldü üç kere sildim sıcaklığı geçmedi. mutfağa gittim kapıyı kapatıp pencereyi açtım. yedinci kattan hızla geçip giden arabalara baktım. atlamak istedim. annem çok üzülürdü yapamadım. benim babam öldü ben cenazesine gidemedim. salıncakta sallandım gözyaşlarım yere hiç düşmedi. radyolar bir şehri unutmamayı öğretir ben hiç hatırlayamadım. mektupları okudum, fotoğraflara baktım, annemin gözlerinde çocukluğumu aradım. gözkapaklarım soyuldu pencerelerim kırıldı ben ağzımı açıp gel diyemedim. ağlayarak uyandığım her gece annemi aradım. annemin ağzı yara olmuş bana hiç söyleyememiş. ben kimsenin çiçeği olamadım. dikenleri kendine batan bir gül oldum baykuşunu unutmuş. musluk açıkken bir şeyler anlatıldı suyun sızladığını düşünüp öylece ağladım. dayım elime silah verdi rahatla diye ben kafama sıkacaktım kalbim artık sussun diye. dayımın dizine sarıldım nolur beni artık öldür diye. bu kitabı okudun mu denildi şu su senin mi denildi ellerin niye böyle küçük denildi, biz eski aslı'yı çok özledik denildi ben kulaklarıma delikler açmak istedim kalbimdeki gibi. kimsesizliği yeni öğrenmiyordum ben, ya da yalnızlığı, yalnız olmayı, yalnız kalmayı, sadece içimdeki çocuğun yanağına tokat atıldı. kapı kapandı, ekmek parasıyla sigara alınması beklendi, o hiç uykusunda izlenmedi, onu uyurken kimse öpmedi. salavat getirip peygamber sıkıntısıyla uyuduğum gecelerde kirpiklerini düşündüm acaba onlar da benim gibi yorgun mudur diye. düz yolda giderken düştüğünü sanıp dizlerimi açtım kanamış mı diye. karnıma kramplar girdi yorgan üstüne kısa geldiyse diye. kırmızı ışıkta beklerken düşündüm aklına ben geldim mi diye. annemden sakladığım gözyaşlarımda seni düşündüm yüzünü nasıl yıkayabiliyorsun diye. soğanları küp küp doğrayıp soğuk suda yüzümü yıkadım sen orda ceketinin düğmesini ilikleyebil diye.

ama nasıl.

beni kendi evimde evsiz hissettirdin.
sen şerefsiz miydin ben hiç bilemedim. sen bir gece vakti bana açık mezar aratan değil miydin.

3 yorum:

  1. Başınız sağ olsun...ben yeni duydum aslı..

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. yazilariniz etkileyici, tanışmak isterdim..

    YanıtlaSil