25 Kasım 2018 Pazar

sansar



sivas şehirlerarası otobüs terminalinden yazıyorum bu yazıyı. (biraz önce ağlarken gözyaşım dondukdkdk)

daha gidecek bir on saatim var. gündüz yolculuğu pişmanlıktır. evime gelirken  gece yolculuk o kadar güzeldi ki. songülle tanıştım. sohbet ettik, gülüştük, nietzcsheden, okuldan, tiyatrodan ve şundan bundan bahsettik. sabah beşte ondan ayrılırken çok zorlandım. aklıma çok üzgün bir söz geldi. sabahattin ali kürk mantolu madonna'da yazmış: "içimde, bir yolculukta tanışıp alıştığım, fakat pek çabuk ayrılmaya mecbur olduğum bir insana veda eder gibi bir his vardı."

insanız. neyi yaşamadım dediysem onu yaşıyorum. hepsinin içimde bir acı tadı kalıyor. duygularım keskin ve yakıcı.
sabah suat teyzenin annesi asansörde "nereye gidersen git bir gün illa dönmek zorundasın" gibi bir cümle kurdu. bu zamana kadar hep benden gittiler. beyzoş gitti hatce gitti duyguş gitti ablam gitti bisikletim gitti ananem gitti kedim gitti. ben hep kalandım. ve katlanandım. annemle bulaşık makinası dizerken ağlayandım. bisiklette hız yaparken dizimi kanatandım. ben bekleyendim.

insanız dedim ya. şimdi de gidenim. anneme sarılırken fark ettim bunu. ofladım pufladım ama kabul ettim. bir yere giderken başka bir yerden ayrılmak zorundasın. çok üzücü.
annem dün gece yolculukta rahat ediyim diye saçlarımı ördü iki yandan. keşke dedim annemin ellerini yanımda hissetsem hep. eve dönerken de aysu örmüştü saçlarımı. allah'ım sen anne gibi hissettiren arkadaşlarımın da rabbisin.

şimdi yoldayım. birhan keskin bir şiirinde "gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum." diyordu. işte ben de bu dizeye başımı koyup biraz uyuyacağım.

10 Kasım 2018 Cumartesi

duygusalcrazy




kafam o kadar karışık ki madde madde yazacağım.

*"gücümü içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim."

*iki gün önce çok kötü bir kabus gördüm. ağlayarak uyandım. sela veriliyordu gerçek sandım. annemi aradım. o kadar çok ağladım ki okula gidemedim. hâlâ etkisinden çıkamadım. annemi çok özledim.

*oda arkadaşım her sabah okula giderken beni öpüyor. o kadar mutlu oluyorum ki uyurken. aklıma kado'nun yanakları geliyor. o uyurken onu izlemek öpmek dünyanın en güzel şeyi. uff çok özledim yanaklarını :v

*gece kızlarla bir şeyler hazırlayıp yemeyi o kadar seviyorum ki.

*kuşlar da kaderine uçar-mış. 

* burdaki kediler çok şişkolar yüzüme bakmıyorlar.

*annem telefonda gittikçe duyguş olduğumu söylüyor. bugün mohsen namjo dinlerken bir kere daha mutlu oldum.

*kendime ayıcık aldım geceleri ona sarılıp uyuyorum. beyaz. çok tatliş.

*burda babamı hiç düşünmüyorum. hatta bir babamın olduğunu bile hatırlamıyorum.

*çok güzel müzikler dinleyip çok güzel yollar yürüyorum.

*"ben onun yalan olup olmadığını düşünmedim inanırken." aklımda sürekli bu söz dolanıp duruyor.

*doktor yaşadığım hisleri not almamı istedi buluşma tarihine kadar. geçen de bir anket doldurdum. "genelde üzülürüm" seçeneğini işaretledim.

*burda gerçekten huzurluyum.

*kulüpte altmış kişinin önünde en sevdiğim şiiri döne döne okudum. çok özeldi benim için.

*haftaya oyuncu seçmeleri olacak tiyatroda. ben geçemeyeceğim. ama geçmem lazım. çünkü çok istiyorum.

*yatağımı köpekler gibi özledim. annemle görüntülü konuşurken yatağımı da görmek istiyorum. canım yastığımı bir de. ÇOK ÖZLEDİM.

*allah'ım sen evini özleyenlerin de rabbisin.

*müzik bırakıp gidiyorum, 



1 Kasım 2018 Perşembe

bütün saadetler mümkündür


geçen gece kütüphanede cins dergi okurken önerilen film listesinde gördüm filmin adını. senede bir kere anca film izleyen biri olarak bütün gün aklımı meşgul etti. gece herkes uyuyunca izleyim dedim.
şimdi balkona çıktım. biraz çok ağlamışım gözlerim kapanmıyor.

filmi izlerseniz şu söyleşiyi de dinleyin. çok güzel. ( üzgünçlüğüm geçerse daha güzel bir yorum bırakırım umarım)

fragman için tık